Habbeyi
kubbe yapmak: Aslında çok küçük bir şeyi çok
büyükmüş gibi göstermek.
Haber
uçurmak: Çabucak, gizli bir şekilde haber
göndermek.
Hacet
kalmamak: İhtiyaç, lüzum yok, mevcut ihtiyaç bir
şekilde giderildi, anlamında.
Haddini
bildirmek: Yetkisi olmayan bir işe karışan biri için
gereğini yapmak.
Haddini
bilmek: Olur olmaz her işe burnunu sokmamak.
Hafakanlar
basmak: Bunalma derecesinde çok sıkılmak.
Hak
kazanmak: Sarf edilen bir emeğin karşılığını
alabilecek bir duruma gelmek.
Hak yolu: Yüce
Allah'ın insanlara bildirdiği tek ve doğru olan yol.
Hakkı
geçmek: Bir şeyde veya birinde birinin emeğinin
olması.
Hakk-ı
sükût: Birine bildiği bir doğruyu söylememesi
için sağlanan fayda için kullanılır.
Hakkından
gelmek: 1. Zor bir işi başarı ile sona erdirmek. 2.
Yenmek, öç almak, cezasını vermek.
Hakkını
helâl etmek: Birinin kişiye geçmiş olan hakkını,
emeğini bağışlamak.
Hakkını
vermek: Bir iş için gereken her şeyi yapmak.
Hakkını
yemek: Başkasının emeğini gasp etmek, onun
emeğinin karşılığını yok saymak.
Hâlden
anlamak: Bir kişinin içinde bulunduğu zor durum
karşısında anlayış göstermek.
Hâle yola
koymak: Bir şeyi tertiplemek, tıkır tıkır
işleyecek bir duruma getirmek.
Hâli vakti
yerinde: Oldukça zengin, varlıklı kimse.
Halim
selim: Yumuşak ahlaka sahip kişi. Kimseyi incitmeyen
insan.
Halis
muhlis: İçinde yabancı madde olmayan, saf,
katışıksız.
Halka
verir talkını kendi yutar salkımı: Verdiği
öğütlere kendisi uymaz. Söylediklerini yapmayan kimse.
Hallaç
pamuğu gibi atmak: Parçalayarak etrafa saçmak, darmadağın
etmek.
Halvet
olmak: Görüşmek üzere yalnız kalıp içeriye kimseyi
sokmamak .
Ham
ervah: Yersiz, gereksiz söz ve davranışlara
sahip, belli bir olgunluğa gelmeyen kimse.
Hamhum
şaralop: Boş, anlamsız, gereksiz söz.
Hangi
dağda kurt öldü: Beklenilmeyen bir durum ya da davranış
görüldüğünde söylenir.
Hangi taşı
kaldırsan altından çıkar: Her işte parmağı olan, ilgili olan
kimse.
Hanım
evlâdı: Zora gelmeyen nazlı büyütülmüş kimse.
Hanya'yı
Konya'yı Öğrenmek: Dünyanın kaç bucak olduğunu anlamak.
Hapı
yutmak: İşi berbat olmak, kötü bir duruma düşmek.
Har
vurup harman savurmak: Elindekileri hesapsızca harcayıp
tüketmek.
Haraç
mezat satmak: Açık artırmayla satmak.
Haram
yemek: Kişinin emeğinin karşılığı olmayan haksız yere
elde edilen para.
Harcı
olmak: Yapılabilecek
bir uğraşın olması.
Haremlik
selamlık olmak: Bir yerde kadınlar ayrı, erkekler ayrı
olmak.
Harfi
harfine: Tıpatıp, gerçekte olduğunun aynısı
Hariçten
gazel okumak: Bir şeye (konuşmaya) yersiz ve zamansız
katılmak.
Hasır
altı etmek: Bir şeyi unutturmak için çalışmak.
Hasret
çekmek: Birine, bir şeye çok büyük özlem duymak,
ona şiddetle kavuşmak istemek.
Hasret
kalmak: Şiddetle kavuşmak istediği, özlem duyduğu
bir şeye çok uzun bir zaman kavuşamamak.
Hastası
olmak: Birine, bir şeye aşırı derecede düşkün
olmak.
Haşatı
çıkmak: Bir işi yapamaz duruma gelmek, aşırı derecede
yorulmak.
Haşir
neşir olmak: Birileriyle sıkı fıkı olmak.
Hatır
belâsı: Kendisine değer verilen ve sevilen kimse için
katlanılan sıkıntı.
Hatır
gönül bilmemek: En sevdiği, değer verdiği kişinin
gücenmesini dahi düşünmeyerek kırıcı olmak.
Hatırı
kalmak: Kırılmak, gücenmek.
Hatırı
sayılır: Saygın, sözü geçen kıymetli (kişi).
Hatırında
kalmak: Unutmamak.
Hatırından
çıkmamak: Saygı duyduğu ve saydığı birini
reddedememek.
Hatırını
saymak: Gereken her türlü saygıyı göstermek.
Hava
basmak: Kibirlenmek, kişinin kendisini olduğundan
büyük göstermeye çalışması.
Hava
parası: Bir iş yapmak için kira dışında tek
seferde verilen para.
Havada
kalmak: İspat etmekten yoksun, temelsiz, dayanaksız.
Havadan
sudan konuşmak: Önemsiz şeylerden bahsetmek.
Havanda
su dövmek: Boşuna, verimsiz, sonuç alınamayacak
işlerle uğraşmak.
Havaya
savurmak: Bir şeyi lüzumsuz yere harcayıp tüketmek.
Havsalası
almamak: Aklı kabul etmemek.
Hayal
kırıklığı: Bir şeyin gerçekleşmemesinden duyulan
derin üzüntü.
Hayal
meyal: Belirsiz olan açık seçik belli olmayan.
Hayat
memat meselesi: Ölüm kalım sorunu, kişi için çok
önemli olan sorun.
Hayatı
kaymak: Yaşama düzeni bozulmak, alt üst olmak.
Haybeye
kürek çekmek: Sonuçsuz kalacağı bir şeyde boşu
boşuna uğraşmak.
Hayır
işlemek: Allah'ın hoşnutluğunu kazanmak için kişilere
uygun davranışlarda bulunmak.
Hayır
kalmamak: İşe yarar bir tarafı kalmamak.
Hayra
yormak: Bir şeyi ne olursa olsun iyi bir şeyin
habercisi olarak görmek.
Hayrete
düşmek: Şaşırıp kalmak.
Hazıra
konmak: Başkasının emeğiyle meydana gelmiş bir şeye
erişmek.
Hazırdan
yemek: Mevcut birikmiş olandan harcamak.
Helâl süt
emmiş olmak: Doğru yolda olan, dürüst, temiz kimse.
Hem kel
hem fodul: Meydanda olan eksikliklere
bakmayarak üstünlük taslayan.
Hem
nalına hem mıhına: Birbirine karşı olan iki tarafı da
desteklemek.
Hem suçlu
hem güçlü: Yanlışı kendisi yapmasına karşın
karşısındaki kişiyi suçlayan kimse.
Hem
ziyaret hem ticaret: Bir taşla iki kuş vurmak. Kişinin bir işi
niyet etmesi sonrasında aynı anda başka bir işin de gerçekleşmesi.
Her işe
burnunu sokmak: Bildiği bilmediği her işe karışmak,
fikir ileri sürmek.
Her
kafadan bir ses çıkmak: Konuşma esnasında herkesin aynı
zaman dilimi içinde düşüncesini dile getirmesi.
Her
tarafı buz kesmek: Şaşırıp öylece kalmak.
Her
tarakta bezi olmak: Birçok işte eli, ilgisi bulunmak.
Birçok uygunsuz işte parmağı olmak.
Her telden
çalmak: Pek çok konuda bulunduğu ortama göre pozisyon
belirleyen.
Hesaba
çekmek: Kişiyi yaptığı işler üzerine açıklama
yapmaya çağırmak.
Hesaba
katmak: Bir işi yaparken başka olasılıkları da göz
önünde bulundurup hareket etmek.
Hesabını
bilmek: Gelir ve giderini ayarlayabilen.
Hesabını
görmek: Birisiyle olan bir sorunu nedeniyle onu
cezalandırmak, öldürmek.
Hesap
sormak: Bir kişiyi söz ve davranışlarından dolayı
sorgulamak.
Hesap
vermek: Yapılan bir davranıştan veya söylenen bir
sözden dolayı bir şeyin nedenini açıklamak.
Hevesi
kursağında kalmak: Çok arzu ettiği şeyi elde edememek.
Hevesini
almak: Çok arzuladığı bir şeye kavuşup o şeye
doymak.
Heyheyleri
tutmak: Çok fazla, gereğinden fazla sinirlenmek.
Hık demiş
burnundan düşmüş: Her yönüyle ona çok fazla benziyor,
anlamında.
Hık mık
etmek: Bir işi yapmamak için türlü türlü
bahaneler öne sürmek.
Hır çıkarmak: Kavga
çıkarmak, gürültü etmek.
Hışmına
uğramak: Birinin kızgınlığına hedef olmak.
Hıyar
ağası: Kaba, görgüsüz kimse.
Hızır
gibi yetişmek: Çaresiz durumlarda yardıma yetişmek.
Hiçe
saymak: Hiç önem vermemek, değerli görmemek.
Hiddete
gelmek: Çok kızmak, öfkelenmek.
Hizaya
getirmek: Bir kimsenin davranışlarını değiştirerek onu
yola getirmek.
Hodri
meydan: Kendine çok fazla güvenen kimselerin
kullandığı söz.
Hokka
gibi: Ufak, düzgün (ağız).
Hop
oturup hop kalkmak: Öfkesinden yerinde duramaz olmak.
Hor bakmak: Birine
değer vermemek.
Hor
görmek: Birini, bir şeyi değersiz görmek,
küçümsemek.
Hor
kullanmak: Dikkat etmeyerek hoyratça kullanmak.
Hora
geçmek: İşe yaramak, beğeni almak.
Hora
tepmek: Ayaklarını yere vurarak oynamak.
Horozlar
ötmek: Sabah olmak.
Hoşafına
gitmek: Birini beğenmek,
hoşuna gitmek, hoş bulmak.
Hoşbeş
etmek: Biriyle sohbet etmek, onun hal hatırını
sormak.
Höt
demek: Birini korkutmak, birine çatmak.
Hurdası
çıkmak: Bir şeyin kullanılamayacak bir hale
gelmesi.
Huyuna
suyuna gitmek: Birinin istek ve arzularına paralel
hareket etmek, onu kızdıracak davranışlardan uzak durmak.
Huyunu
suyunu almak: Kişinin tüm karakteristik özelliklerini
edinmek.
Huzurunu
kaçırmak: Birini tedirgin ve rahatsız etmek.
Hüd dağı
gibi şişmek: Bir nedenden kişinin vücudunun bir
tarafının belirgin bir şekilde şişmesi.
Hüküm
giymek: Hapis cezası almak.
Hüküm
sürmek: Bir şeyin varlığının sürüp gitmesi, bir
şeye sahipliğinin devam etmesi.
Hüsrana
uğramak: Bir şeyde istenilen neticeyi elde
edememekten dolayı çok üzülmek, büyük acı çekmek. İstenilmeyen bir sonuçla
karşı karşıya kalmak.
Ayrıca bakınız
A harfi ile başlayan deyimler ve anlamları
B harfi ile başlayan deyimler ve anlamları
C-Ç harfleri ile başlayan deyimler ve anlamları
D harfi ile başlayan deyimler ve anlamları
E harfi ile başlayan deyimler ve anlamları
F harfi ile başlayan deyimler ve anlamları
G harfi ile başlayan deyimler ve anlamları
H harfi ile başlayan deyimler ve anlamları
I-İ harfleri ile başlayan deyimler ve anlamları
K harfi ile başlayan deyimler ve anlamları
L harfi ile başlayan deyimler ve anlamları
M harfi ile başlayan deyimler ve anlamları
N harfi ile başlayan deyimler ve anlamları
O-Ö harfleri ile başlayan deyimler ve anlamları
P harfi ile başlayan deyimler ve anlamları
R harfi ile başlayan deyimler ve anlamları
S-Ş harfleri ile başlayan deyimler ve anlamları
T harfi ile başlayan deyimler ve anlamları
U-Ü harfleri ile başlayan deyimler ve anlamları
Y harfi ile başlayan deyimler ve anlamları
Z harfi ile başlayan deyimler ve anlamları
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder