A Harfi ile Başlayan Atasözleri ve Anlamları

 

Aba altında er yatar: Kişinin giyim ve kuşamı, insanın kişiliğine bir ölçü olamaz.

Aba vakti yaba, yaba vakti aba: İhtiyaçlar, zamanında yani önceden ucuz olduğu zaman karşılanmalıdır.

Abanın kadri yağmurda bilinir: Bir şeyin değeri o şeye ihtiyaç duyulduğu zaman anlaşılır.

Abdal ata binince bey oldum sanır: Görmemiş kişiler, rastlantı olarak geldiği, layık olmadığı bir yere kavuşsa eski durumunu hemen unutur.

Abdal düğünden, çocuk oyundan usanmaz: Abdal olanlar, işsiz güçsüz olduklarından çocukta da gelecek düşüncesi olmadığından ikisi de eğlence ve oyunu çok sever.

Abdal (derviş) tekkede, hacı Mekke'de bulunur: İlgi duyulan şey nerede ise kişi de orada bulunur.

Abdala "kar yağıyor" demişler, "titremeye hazırım" demiş: Sıkıntı içinde yaşayan kimseler, karşılarına çıkan zor şartlardan endişelenmez. Onlar böyle yaşamaya alışıktırlar.

Abdalın dostluğu köy görününceye kadar: Size menfaat için yakınlık gösteren kişi, işini yürütecek başkalarını bulunca sizinle ilgisini keser.

Abdalın karnı doyunca gözü yolda olur: Menfaatçi kimsenin arkadaşlığı işi bitinceye kadar devam eder.

Abdest müminin silahıdır: Abdest Allah'ın emri olan namaz için bir hazırlıktır. İbadet için abdest alan kişi de Allah'ın emrine uyduğu için maddi ve manevi kötülüklere karşı tedbir almış olur.

Acele ile menzil alınmaz: Sabırsız davranmakla daha çabuk sonuç, başarı elde edilmez.

Acele işe şeytan karışır: Bir işe başlarken o işin olumlu ve olumsuz yönlerini düşünerek işe girmeliyiz. Hesapsız, acele ile hareket edersek zararlı çıkabiliriz.

Acemi katır kapı önünde yük indirir: Anlayışsız ve beceriksiz kişi, yapmakta olduğu işi en kötü durumdayken bırakır gider.

Acemi nalbant gâvur eşeğinde öğrenir: Mesleğinde usta olmamış kimseler ilk işlerinde malzemeyi gözden çıkarabilecek şekilde davranırlar.

Acı patlıcanı kırağı çalmaz: İşe yaramayan bir kimsenin bozulacak bir şeyi de yoktur. Bu nedenle zararlı etkenler ona etki etmez.

Acıkan doymam, susayan kanmam sanır: Bir şeyin yokluğunu uzun süre çeken kimse o şeye kavuşsa da elindekinin kendisine yetmeyeceğini sanır. O şeyden kolay kolay tatmin olmaz.

Acıkmış kudurmuştan beterdir: Çok aç kimse ihtiyacını karşılamak için etrafa zarar verebilir. Açlık duygusu, mücadele edilmesi oldukça zor bir duygudur.

Acıyan uyumuş, acıkan uyumamış: Açlık her türlü sıkıntıdan kötüdür. Bu durumu düşünerek yoksullara yardımda bulunmalıyız.

Aç aç ile yatınca arada dilenci doğar: Karı kocanın ikisi de yoksul olursa bunların çocukları da yoksul olur.

Aç aman bilmez, çocuk zaman bilmez: Açlık, insanı bilinçsiz ve mantıksız hareketlere zorlar. Çocuk da mümkün olup olmayacağına bakmadan zamanlı zamansız bir şeyler ister.

Aç aslandan tok domuz yeğdir: Açlık katlanılamayacak bir duygudur. Açlığını gideremeyen her kötülüğü göze almıştır.

Aç at yol almaz, aç it av almaz: İş yapacak kimselerden verim amaçlanıyorsa onlar aç, yoksul bırakılmamalı, onların bütün ihtiyaçları karşılanmalıdır.

Aç doymam, tok acıkmam sanır: Uzun süre yokluk içinde kalan aç bir insan yetmeyeceği duygusuyla her şeyi ister. Varlıklı insan ise var olanla yetinir. Sahip olduklarının bir gün gelip biteceğini düşünmez.

Aç esner, âşık gerinir: Herkes mevcut koşula göre davranışta bulunur.

Aç gezmekten tok ölmek yeğdir: Aç yaşamanın hiçbir tadı yoktur. Ölürken dahi tok olmak yeğlenir.

Aç it fırın duvarını deler: Aç olan her zorluğu, imkânsızı göze alır.

Aç ne yemez, tok ne demez: Aç olan kimse karnını doyurmak için ne bulursa yer. Bolluk içinde olan kişi de en güzel şeylerde bile kusur bulur, çekinmeden her şeyi söyler.

Aç tavuk rüyasında darı görür: Yoksul kimse işsizlikten hayale dalar ve kendisini çok zengin bir yaşantı içinde hayal eder.

Aç yanında sarpın kurcalanmaz: Bir şeyden yoksun kimsenin yanında o özellik ile ilgili dikkat çekici davranışlarda bulunmamak gerekir.

Açık kaba it değer: Korunması gerekli şeyleri muhafaza altına almazsak onlara zarar gelebilir.

Açık yaraya tuz ekilmez: Acı çeken bir kimsenin üzüntüsünü artırıcı söz ve davranışlardan çekinmek gerekir.

Açın koynunda ekmek eğleşmez: Geliri ile ancak geçinen kimse eline geçeni hemen harcar. Geleceği için bir şey biriktirmez.

Açlık ile tokluk arası yarım yufka: Yoksulluğu ve zenginliği çok da büyütmemeliyiz. Önemli olan ihtiyaçlarımızı karşılayabilmektir.

Açlık sofuluğu bozar: Açlık, dürüst, dindar kimseye dahi kötülük yaptırır.

Açma sırrını dostuna da söyler dostuna: Size verilen bir sır sizde kalmalıdır. Bu sırrı bir dostuna söylerse her yana yayılır, sır olmaktan çıkar.

Açtırma kutuyu, söyletme kötüyü: Karşımızdakini kızdıracak sözler söylersek o da bizimle ilgili kötü durumları ortaya atar.

Adam adamdır, olmasa da pulu; eşek eşektir, olmasa da çulu: Zengin olmak insanın değerini artırmaz.

Adam ahbabından bellidir: Kişi arkadaşından kendini belli eder.

Adamın alacası içinde, hayvanın alacası dışında: Hayvanların özellikleri görünüşlerinden belli olur. İnsanların özellikleri, iyi-kötü yanları dışarıdan bakılmakla anlaşılmaz.

Âdemoğlu çiğ süt emmiştir: İyiliğe karşı kötülük insanoğlunun değişmez bir sıfatı olmuştur hep.

Ağa borç eder, uşak harç: Çalışan hizmetçiler için paranın nereden geldiği değil olması önemlidir. Efendisi para sıkıntısı çekse de bu onu ilgilendirmez.

Ağaca balta vurmuşlar "sapı bedenimden" demiş: Kişilere en büyük kötülük, darbe kendi yakınındaki insanlardan gelir.

Ağaca çıkan keçinin dala bakan oğlağı olur: Model alma çok önemlidir. Küçükler büyükleri taklit eder, onların yaptıklarını yaparlar. Bu nedenle çocuklara iyi örnek olmalıyız.

Ağaca dayanma kurur, insana dayanma ölür: Kişi, yaptığı işte sırtını başkasına verip ona sürekli güvenmemelidir. Onların hepsi geçicidir. Kalıcı olan insanın kendisidir. Fazla güven zararlıdır.

Ağacı kurt, insanı dert yer: Ağaç kurdu, bir ağacı içten içe yiyerek onu çürütür. Dert ve üzüntü de insanı içten içe yiyip bitirir.

Ağacın kurdu içinde olur: Toplulukları yıkan unsurlar kendi içinde sinsi sinsi çalışarak bunu yaparlar.

Ağaç kökünden yıkılır: Bir işin tam bozulması temelinden kaynaklanır.

Ağaç yaprağı ile gürler: İnsan ailesi ile bir bütün olup varlık gösterebilir. Bunlar olmazsa meyvesiz bir ağaç gibi kurur ve verimsiz olur.

Ağaç yaş iken eğilir: Ağaca daha yaşken istenilen şekil verilebildiği gibi çocuk terbiyesine de küçük yaşta başlanılmalıdır.

Ağaran baş, ağlayan göz gizlenmez: Yaşlılık ve üzüntünün belirtileri fiziksel olarak ortada olduğu için bunlar gizlenemez.

Ağılda oğlak doğsa ovada otu biter: Yüce Allah, canlıyı yaratırken onunla birlikte rızkını da hemen gönderir.

Ağır basar yeğni kalkar: Ağırbaşlı, kendini taşıyan kimseler herkesten saygı görür, ağırbaşlı olmayanlara hiç kimse saygı göstermez.

Ağır başa, yeğni kalkar: Ağırbaşlı kişilere herkes saygı gösterir.

Ağır giden yol alır, hızlı giden yolda kalır: İşte ilerlemek isteyen acele edip telâşa düşmemeli, yavaş fakat emin adımlarla yoluna devam etmelidir.

Ağır kazan geç kaynar: Kalın kafalı, tembel kişiler konuyu oldukça geç kavrarlar.

Ağır taş yerinden oynamaz: Ağırbaşlı kişi hiç kimsenin oyuncağı durumuna gelmez. Onu hırpalamaya kimsenin gücü yetmez.

Ağır yongayı yel kaldırmaz: Ağır başlı kişilere her olay etki yapmaz, zarar vermez.

Ağlamayan çocuğa meme vermezler: Hakkını aramasını bilmeyen kimsenin işi görülmez.

Ağlayanın malı gülene hayır etmez: Zorla birisinin malını elinden alan, talan eden kimse asla o maldan hayır görmez.

Ağrısız baş mezarda gerek: Dertsiz insan yoktur. Dertsiz kişi ancak mezarda bulunur.

Ağustosta gölge kovan, zemheride karnın ovar: Vakit ve fırsat varken çalışmayıp vaktini boş geçirenler sonunda aç ve perişan olur.

Ahlatın (armudun) iyisini ayılar yer: Çok güzel şeyler çoğunlukla ona layık olmayan kişileri bulur.

Ahmak gelin yengeyi halayığı sanır: Ahmak kişiler, kendisini korumakla hizmet etmekle görevli kişiye saygısızca davranır.

Ak akçe kara gün içindir: Kazancımızın bir kısmını sıkıntılı günler için saklamalıyız.

Ak gün ağartır, kara gün karartır: Mutlu yaşantılar kişileri sürekli dinç tutar. Kötü günler ise kişileri yıpratır.

Akacak kan damarda durmaz: Zarara uğramak kaderimizde varsa onu önlemek mümkün değildir.

Akan su yosun tutmaz: Akan su sürekli hareketli olduğu için bu suda yosunlama olmaz. Aynen bunun gibi de çalışan kişi de tembellikten kurtulur, dinç olur.

Akıl akıldan üstündür: Önemli şeylerde yetkin kişilere danışmaktan kaçınmamak gerekir.

Akıl kişiye sermayedir: Akıl, yerinde kullanılırsa istenilen sonucu elde etmek kolaylaşır.

Akıl yaşta değil baştadır: Akıllı olmanın yaş ile alakası yoktur. İnsanın yaşlanması, daha akıllı olacağı anlamına gelmez.

Akıllı düşman, akılsız dosttan hayırlıdır: Akılsız kimse, dostu için iyilik düşündüğü halde yaptığı işin kötülüğünü bilmeden dostuna zararlı olabilir.

Akıllı köprü arayıncaya dek deli suyu geçer: Tedbirli kişiler, her şeyde bir sonuca varmak için sağlam bir yol arar. Hemen karar vermez. Yeterince düşünmeden karar alan kimse, tehlikeyi göze alıp işe girişir ve sonuca daha çabuk varır.

Akılsız başın cezasını ayaklar çeker: Üsttekilerin, İşin başında olanların iyice düşünmeden verdikleri yanlış kararların sıkıntısını, zahmetini emir altındakiler çeker.

Akıntıya kürek çekilmez: Bir şeyin doğal akış yönünü değiştirmeye çalışmak boşunadır, değişmez.

Akla gelmeyen başa gelir: İnsanlar hiç beklemediği bir anda farklı şeylerle karşılaşabilir. Bu şeyi daha önce hiç düşünmemiştir muhtemelen.

Akşamın hayrından sabahın şerri iyidir: Elden geldiğince işler akşam geç saatlerde yapılmamalıdır. Sabahleyin yapılacak iş kusurlu olsa bile akşam yapılacak işten daha iyidir.

Al elmaya taş atan çok olur: Güzel olanın veya üstün nitelikli kişilerin peşinden koşanlar çok olduğu gibi, onları kıskanıp çekemeyenler, kötülemeye çalışanlar da çok olur.

Al gömlek gizlenemez: Herkesin dikkatini çekerek iş yapan kimse, bunun gizli kalacağını sanmamalıdır.

Ala keçi her vakit püsküllü oğlak doğurmaz: Kıymetli şeylerden her zaman iyi sonuçlar elde edilmez.

Âleme verir talkını, kendi yutar salkımı: Kendisinin inanmadığı, gereğini yapmadığı nasihatleri başkalarına kolayca verir.

Âlemin ağzı torba değil ki büzesin: Başkalarının ne söyleyeceğine engel olmak mümkün değildir.

Alet işler, el övünür: Bir kimse ne kadar usta olursa olsun, o iş için gerekli aletleri yoksa işinde başarı sağlayamaz.

Allah dağına göre kar verir: Yüce Allah, kullarına ancak onun kaldırabileceği kadar yük verir.

Alıcı kuşun ömrü az olur: Herkese saldıran zarar veren onların sırtından geçinen kimselerin düşmanı çok fazla olur.

Alın yazısı değişmez: Kişi ne yaparsa yapsın, ne kadar uğraşırsa uğraşsın kaderini değiştiremez.

Alışmış kudurmuştan beterdir: Herhangi bir şeye alışık olan kişi bu alışkanlığından kolayca vazgeçemez.

Âlim unutmuş, kalem unutmamış: Bir insan ne kadar akıllı olursa olsun birçok şeyi unutabilir. Unutulmaması istenen şey bir yere yazılmalıdır.

Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste: İnsanlara zulmedip onların ahını almamalıyız. Bundan dolayı başımıza sürekli olarak felaketler gelebilir.

Altın anahtar her kapıyı açar: Paranın halledemeyeceği, ortadan kaldıramayacağı hiçbir engel yoktur.

Altın ateşte, insan mihnette belli olur: Altının değeri ateşe olan dayanıklılık ile ölçülür. Bir kişinin değeri de zorluklarla karşı karşıya kaldığı zaman gösterdiği tavır ve sabırla ortaya çıkar.

Altın eli bıçak kesmez: İşinin ehli olan kimseyi hayat zorlukları kolay kolay etkileyemez.

Altın eşik, gümüş eşiğe muhtaç olur:  Bulunduğu mevkiye güvenip kendinden güçsüzleri küçük gören günün birinde sıkıntıya düşer. Onların yardımına muhtaç olabilir.

Altın pas tutmaz: Şerefli, temiz insana, hiç kimse leke süremez.

Altın yere düşmekle pul olmaz: Dürüst ve değerli kişiler, bulunduğu yüksek yeri (makam-mevki) yitirip önemsiz bir yerde bulunmak zorunda kalsa bile değerinden bir şey kaybetmez.

Altının kıymetini sarraf bilir: Bir şeyin gerçek değerini o konuda uzman olan kişiler daha iyi bilir.

Aman diyene kılıç kalkmaz: Bir kişi eğer birine sığınır, ona teslim olursa onun canına kıyılmaz.

Ana gibi yâr, Bağdat gibi diyar olmaz: Şehirlerden Bağdat eskiden beri güzel, gözde şehirlerden biridir. Anne de insanlar içinde farklı bir yere sahiptir. Onun kadar çocuğuna gönülden bağlı bir kişi daha yoktur.

Ana ile kız, helva ile koz:  Cevizle helvayı birbirinden ayırmak mümkün olmadığı gibi anne ile kızı da birbirinden ayırmak hiç mümkün değildir.

Anasına bak kızını al, kenarına bak bezini al: Kızlar annesini model alarak yetiştikleri için günlük yaşantıda annelerine benzerler. Tıpkı bir bezin kenarının kalitesi diğerinin göstergesi olduğu gibi.

Araba ile tavşan avlanmaz: Bir işte başarıya ulaşabilmek için uyulması gereken kurallar vardır. Bu kurallara uyulmadan yapılan çalışmalar iyi sonuçlar vermez.

Ardıcın közü olmaz, yalancının sözü olmaz: Ardıç ağacında ateş çabuk geçer ve döküntü bırakmaz. Yalancı kişinin de sözüne asla güvenilmez.

Arı, bal alacak çiçeği bilir: İşini bilen kimse, nereye başvuracağını, isteğinin nereden gerçekleşeceğini bilir.

Arı kızdıranı sokar: Bir kimse öleceğini bilse de kendisini sinirlendiren kişiye saldırır.

Arık ata kuyruğu yüktür: Güçsüz kişiler, hiç kimseye yardım edemezler.

Arık etten yağlı tirit olmaz: İşin ehli olmayan kişiden iyi iş, uygun ortamı olmayan bir şeyden güzel bir sonuç ortaya çıkmaz.

Arife tarif gerekmez: Bir iş konusunda bilgisi olan kişiye ayrıca açıklama yapmaya gerek yoktur.

Arkadaşını bana söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim: Kişi, her açıdan kendisine yakın bulduğu kişilerle birlikte olur. Onun için kişinin karakter ve kimliği genellikle arkadaşıyla uyuşur.

Armudun iyisini ayılar yerler: Toplumsal hayatta her şey denk değildir. Kişiler, bazen hak ettiklerinden daha iyi veya daha kötü şeylerle karşılaşabilir.

Armut dalının dibine düşer: İnsanlar, önce en yakınındaki kişilere yardımcı olur.

Arpa eken buğday biçmez: Gerçeğe önem vermeden hayal kuranlar, günün birinde düş kırıklığına uğrarlar.

Arslan kocayınca sıçan deliği gözetir: Zamanında büyük işler başarmış kişiler, bu işler için zamanı geçince küçük şeylerle meşgul olurlar. Bu uğraşı yeterli görürler.

Arslan kükrerse atın ayağı kösteklenir: Güçlü kişilerin sözleri, güçsüzleri korkutur. Onları hareketsiz bırakır.

Arslan yatağından bellidir: Bir kimsenin nasıl biri olduğu yatıp kalktığı evin temizliğinden, düzeninden anlaşılır.

Arşın malı kantar ile satılmaz: Nesneler, niteliklerine uygun aletlerle ölçülür. Her nesne aynı şeyle tartılmaz.

Âşığa Bağdat sorulmaz: Kişi bir şeyi elde etmek isterse bir şeye tutkuyla bağlanmışsa ona zorluklar vız gelir.

Aşığın gözü kördür: Aşka tutulan birine gönlünü kaptıran kimse sevgilinin kusurlarını görmez. Bu işte mantık aramaz.

At, adımına göre değil adamına göre yürür: İşlerde yönetici önemlidir. Bir işin sonucunu işi yapanın bilgisi, çabası belirler.

At binenin kılıç kuşananın: Bir şey, o şeyi gereği gibi kullanmasını bilene daha çok yakışır.

At binicisini tanır: Emir altında iş görenler, kendisini yönetenin neler istediğini bilir; işini de buna göre yapar.

At ölür meydan kalır, yiğit ölür nam (şan) kalır: Bütün canlılar er geç ölümü tadar. Önemli olan henüz yaşarken insanlığa faydalı çalışmalarda bulunarak geriye iyi bir ad bırakmaktır.

At sahibine göre kişner: Emir altında çalışanlar, tutumunu ya da çalışmasını yönetenin tavrına göre belirler.

At yedi günde, it yediği günde belli olur: Değerli kişiler zamanla gelişip kendini gösterir. Onları tanımak zaman gerektirir.

Ata eyer gerek, eyere er gerek: Bir işte hem donatım hem de yönetici iyi olursa verim alınır.

Ateş düştüğü yeri yakar: Bir felâket ya da üzücü olay gerçek anlamda yalnızca ilgili kimselere acı verir. Uzak kimselerin acıları kısa süre sonra biter.

Ateş olmayan yerden duman çıkmaz: Bir durumun göstergesi belirtisinin görülmesiyle anlaşılır.

Ateşle barut bir yerde durmaz: Bir arada bulunmaları tehlikeli olan şeyler birbirinden uzak bir yerde tutulmalıdır.

Atın ölümü arpadan olsun: Bir şeyin uzun süre yokluğunu çeken kişiler, kendilerine zarar vereceğini bildiği halde onu kullanır.

Atlar nallanırken kurbağa ayağını uzatmaz: Kişilere hak ettiklerine göre değer verilir. Değersiz birisine değerli biri gibi ilgi gösterilmesi beklenmemelidir.

Atlasa kıl yapışmaz: Dürüst, başarılı kimseler hakkında söylenen karalayıcı sözler, iftiralar kalıcı etki yapmaz.

Âşık âlemi kör, dört yanını duvar sanır: Tutkun kimseler, kendilerini öyle kaptırırlar ki her davranışta bulunabilirler. Gözleri adeta dış âleme kapalı gibidir.

Aşk olmayınca meşk olmaz: Kişi bir şeye karşı güçlü bir sevgi ve ilgi duymazsa başarılı bir sonuç elde etmez. 

Ava giden avlanır: Başkasına zarar vermek için yola çıkan kişi kendi yaşamını da tehlikeye atmış olur.

Ay ışığında ceviz silkilmez: Yetersiz koşullarda istenilen sonuç elde edilmez.

Ayağını yorganına göre uzat: İnsan giderini gelirine uydurmalı, gelirinden daha fazlasını harcamamalıdır. Haddini bilmelidir.

Az tamah çok ziyan getirir: Elindekiyle yetinmeyen isteklerine kavuşmak için farklı farklı yollara başvuran bu tutumundan dolayı zarara uğrar. Bunlar elindekini de kaybedebilirler.

Aza kanaat etmeyen çoğu hiç bulamaz: Küçük şeylere sahip çıkamayan onların bir araya gelmesiyle oluşan çoğu da kaybetmiş sayılır.

Azıcık aşım, kaygısız (ağrısız) başım: Zengin olup her gün parayla kafayı meşgul eden bir hayat yaşamaktansa sade ve sakin bir hayat tercih edilmelidir.

Azıksız yola çıkanın iki gözü el torbasında kalır: Tedbirsiz iş yapan, önceden gerekli tedbiri almayanlar sürekli başkasına muhtaç olur.


Ayrıca bakınız

A harfi ile başlayan atasözleri ve anlamları

B harfi ile başlayan atasözleri ve anlamları 

C,Ç harfleri ile başlayan atasözleri ve anlamları

D harfi ile başlayan atasözleri ve anlamları

E harfi ile başlayan atasözleri ve anlamları

F harfi ile başlayan atasözleri ve anlamları

G harfi ile başlayan atasözleri ve anlamları

harfi ile başlayan atasözleri ve anlamları

I,İ harfleri ile başlayan atasözleri ve anlamları

harfi ile başlayan atasözleri ve anlamları

L harfi ile başlayan atasözleri ve anlamları

M harfi ile başlayan atasözleri ve anlamları

N harfi ile başlayan atasözleri ve anlamları

O,Ö harfleri ile başlayan atasözleri ve anlamları

P harfi ile başlayan atasözleri ve anlamları

R harfi ile başlayan atasözleri ve anlamları

S,Ş harfleri ile başlayan atasözleri ve anlamları

T harfi ile başlayan atasözleri ve anlamları

U,Ü harfleri ile başlayan atasözleri ve anlamları

V harfi ile başlayan atasözleri ve anlamları

Y harfi ile başlayan atasözleri ve anlamları

Z harfi ile başlayan atasözleri ve anlamları


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder