Şeker,
günlük hayatta en çok tüketilen besin maddeleri arasında yer alır. Çay, kahve,
çeşitli içecek türevlerinde, yediğimiz tatlılarda ve farklı gıda paketlerinde
farklı bileşenler şeklinde karşımıza çıkar. Yeni nesil gıdalar, çoğunlukla
doğal özelliklerini kaybettiklerinden ciddi anlamda şeker içerir. Farkında
olmadan vücudumuz bir şeker deposuna dönüşür.
''Beyaz
şeker'' şeker pancarından elde edilen ve protein, mineral, yağ ve vitamin
anlamında vücuda hiçbir değer katmayan özellikler içerir. Dolayısıyla vücudun
hiçbir şekilde ihtiyaç duymadığı bir bileşendir. Fruktoz şurupları gibi fayda
anlamında boş bir içeriktir.
İnsan
vücudunun kalori ihtiyacının %10'undan fazlasını içermemesi gerektiğini ortaya
koyan bilimsel araştırmaların aksine çoğu kişi ölçü tanımaksızın doğrudan veya
dolaylı olarak şeker tüketir. Yapılan çalışmalar günlük 40 ile 120 gram arası şekerin tüketildiği sonucunu ortaya çıkarmıştır. Bu, günlük vücut
ihtiyacının dört katı kadar bir tüketim anlamına gelmektedir.
Günlük alınabilecek şeker miktarının erkekler için 35 gram (150 kalori),
kadınlar için ise 20 gram (100 kalori) olması gerektiğini Amerikan Kalp
Cemiyeti'nin yayınladığı raporlarda yer almaktadır. Vücut, belirli bir sınırdan
sonra şekeri tolere edemediği için fazla şeker, farklı hastalıklar şeklinde
ortaya çıkar. Bu da ciddi sağlık sorunlarına neden olur.
Fazla
şeker tüketiminin başlıca zararlarını şöyle sıralayabiliriz:
Karaciğer
yağlanması, karaciğer hücrelerinde çok fazla yağ depolanması ve birikmesi
durumudur. Normal şartlarda karaciğerde az miktarda yağ bulunur. Fazladan şeker tüketmek
trigliseridlerin yükselmesine yol açarak karaciğer yağlanmasını doğrudan
tetikler. Fazla früktoz obeziteye, obezite de karaciğer yağlanmasına neden
olduğu için fazla şeker tüketimi dolaylı olarak da karaciğer yağlanmasını
hızlandırır.
Cilde
esneklik ve güç veren kolajen, şekerli besinlerin fazla tüketilmesinden negatif
etkilenir. Şeker molekülleri vücutta fazla miktarda bulunduğunda proteinin
yapısını değiştirir. Cildin en önemli yapıları olan kolajen ve
elastin proteinleri zarar görür. Kolajen dokusunun şekerlenmesi cilt
kırışıklarının artmasına neden olur.
Yapılan
birçok bilimsel araştırma fazla şeker tüketiminin kalp-damar sağlığı açısından
ne kadar tehlikeli sonuçlar doğurabileceğini ortaya çıkarmıştır. Aşırı tuz
tüketen insanlarda ek olarak aşırı şekerli içecek tüketimi de artmakta ve bu da
kan basıncını yükseltmektedir. Kanın basınç yüksekliği kalbi yorar. Şeker, kötü
kolesterol olan LDL ve trigliseridlerin yükselmelerine neden olup damar
tıkanıklığına yol açar. Damarların içindeki bu parçacıkların artması da kalp
krizi riskini yükseltir. Bu nedenle kalp ve damar sağlığı için şekeri mutlaka
ölçülü kullanmak gerekir.
Kan
şekerinin hızlıca yükselmesi aynı zamanda hızla düşmesine de neden
olur. Bu da konsantrasyonu düşürür. Böylece bilişsel işlevler
yavaşlar. Hafıza da bundan olumsuz etkilenir. Hatta fazla şeker
tüketiminin beyin iltihaplanmalarına yol açtığı dahi iddia edilmektedir. Kan
şekerinin uzun bir süre normal değerlerin üzerinde olması beynin küçülme
riskini doğurabilir. Fazla şeker tüketimi hafıza kaynaklı dikkat
eksikliği, odaklanma güçlüğü, öğrenme sorunlarının da nedenleri arasında yer
alır.
Yapılan
araştırmalar özellikle şekerli gıdaların fazla tüketilmesinin pankreas
kanserinin gelişim riskini 1,5 kat arttırdığını ortaya çıkarmıştır. Yine fazla
şeker tüketimi, kansere tekrar yakalanma riskini de artırabilir. Kandaki
insülin yüksekliği ve insülin direnci kalın bağırsak kanseri, meme kanseri,
rahim kanserinin nedenleri arasında yer alır. Yapılan bilimsel çalışmalar besinlerin glisemik yükü ile meme, kolorektal (kolon), endometrium (rahim ağzı)
ve pankreas kanserleri arasında pozitif ilişki olduğunu ortaya çıkarmıştır.
Bir
canlıdaki hastalıklara karşı koruma yapan, patojenleri ve tümör hücrelerini
tanıyıp onları yok eden işleyişlerin toplamı olan bağışıklık sistemi fazla
şeker tüketiminden oldukça zarar görür. C vitamini şekerin fazla tüketilmesi
sonucu bağışıklık hücreleri tarafından kullanılamadığı için bağışıklık
zayıflamaya başlar. Bu da vücudun birçok hastalığa karşı savunmasız kalmasına
neden olur. Kısacası ne kadar çok şeker tüketilse bağışıklık sistemi de o denli
olumsuz etkilenir.
Şeker
tüketimi ve diş çürükleri oransal olarak paralel hareket etmektedir.
Bakterilerin dişin mine tabakasını aşındırarak zedelenmesi sonucu oluşan diş
çürükleri şekerin tüketim şeklinin bir sonucudur. Ağzımızda farklı pek çok
bakteri yaşar. Basit şekerlerle beslenen zararlı bakteriler şekeri aside
dönüştürerek asidik bir ortamın oluşmasına neden olur. Bu da başta da belirttiğimiz
gibi asitlerin, diş minesinin üst tabakasında bulunan dişlerimizin korumasını
sağlayan mineralleri çözmesi sonucu diş çürüklerinin ortaya çıkmasına neden
olur.
Gün
içinde alınan şekeri enerjiye dönüştürebilmek için insülin hormonuna ihtiyaç
duyulur. İnsülin, kan şekerinin düzenlemesine yardımcı
olur. Karaciğer, yağ ve kas dokusu gibi bölgelerde insüline karşı
duyarsızlığın ortaya çıkması sonucu insülin direnci oluşur. Bu durumda kandaki
şeker enerjiye dönüşmez ve yüksek seviyelerde seyreder. Yüksek şeker oranı
insülin direncine, insülin direnci de metabolik sendrom, obezite, tip 2 diyabet
ile kalp damar hastalıklarını tetikler.
Kişinin
kendisini bitkin ve yorgun hissetmesinin nedenlerinden biri de yediği şekerli
besinlerden sonra kan şekerinde artış yaşanmasıdır. Kan şekerindeki artış
enerjimizin düşmesine neden olur. Bu da aldığımız glikozun vücut tarafından
uygun bir şekilde alınmadığı anlamına gelir. Dolayısıyla sürekli yorgun ve
bitkin olmamızın sebeplerinden birinin de ihtiyaç duyduğumuz enerjiyi bize
sağlamayan glikoz olduğu ortaya çıkmaktadır.
Serotonin, insanda mutluluk, canlılık ve zindelik hissi verdiği için mutluluk hormonu olarak bilinir. Serotonin eksikliğinde insanda yorgun, sıkılgan, mutsuz bir ruh hali ortaya çıkar. Fazla şeker tüketimi de mutluluk hormonunun salgılanmasını tetikler. Bu, zamanla vücut bağımlılığına neden olur. Bir süre şeker tüketimi azaltıldığı veya terk edildiği zaman beyinsel bağımlılık mutsuzluğu ortaya çıkarır. Şekerin yol açtığı bu beyinsel esareti ortadan kaldırmanın yolu şekeri ölçülü tüketmektir.
Ayrıca bakınız
Kilo Vermeyi Zorlaştıran Nedenler
Doğal Yoldan Nasıl Zayıflayabilirim?
Sağlıklı Beslenmek İçin Ne Yapmalıyız?
Egzersizin Faydaları Nelerdir?
Sağlıklı Kilo Vermek İçin Ne Yapmalıyız?
Sigarayı Bırakırsam Kilo Alır mıyım?
Fazla Şeker Tüketiminin Zararları Nelerdir?
Fazla Tuz Tüketiminin Zararları
Aç Kalmanın Vücuda Verdiği Zararlar Nelerdir?
Hızlı Yemek Yemenin Zararları Nelerdir?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder